• BIST 9645.02
  • Altın 2409.257
  • Dolar 32.5591
  • Euro 34.7092
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 14 °C

Bir mes'uliyet olarak Dilimiz

Ali İhsan Ersöz

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin sahabeden Muaz bin Cebel‘le yaptığı uzun konuşmasının ardından ona dilini göstererek: ‘Buna dikkat et!‘ demesi üzerine oda:

Ya Resûlullah, biz konuştuklarımızdan da hesaba çekilecek miyiz? şeklinde sorması üzerine meşhur uyarısında bulunmuş ve şöyle demiştir:

İnsanları yüzleri üstünde ateşe sürükleyen, dilleri ile söyledikler değil de nedir? (Tirmizî, İman, 8/2616; İbni Mace, 3973)

Bir başka hadiste dilin hayra ve şerre açık olan kabiliyet alanı çok daha uç noktalara taşınmaktadır:

Rasûlullah (sav) buyurdular:

"Dil, kılıç darbesinden daha tehlikeli olur." (Ebû Dâvûd, Tirmizî, İbni Mâce, Fiten 12)

‘Allah‘a ve ahiret gününe iman eden ya hayır konuşsun ya da sussun.‘ (Buharî, Edeb, 85/6135; Müslim, Lukata, 3/4513)

Bu hadis, dili bir konuşma aracı düzeyinden alıp cennete veya cehenneme sevk eden bir araç durumuna getirmektedir. Bu da Müslüman konuşurken, konuştuğu ile cennete veya cehenneme yatırım yapmakta olduğunu bilerek konuşmasını gerektirmektedir.

Bugün toplumu sıkıntıya sokan, toplumu fitnelere, fesatlara, kargaşaya uğratan sebeplerin başında kişilerin ne konuşacağını, nasıl konuşacağını, nerede, nasıl ifadede bulunacağını bilmemeleri gelmektedir. Bu da dilin kalbin önünde tutularak konuşulmasındandır.

Hâlbuki mümin, inanan insan, erdemli insan, şahsiyetli, kimlikli müslüman dilini kalbinin arkasında tutar. Bu şu demektir: Konuşacağı şeyleri önce kalbine danışır, tefekkür eder. Konuşacağı şey Kur’an’a uygun mudur? Sünnete uygun mudur? Doğru mudur, yerinde midir, faydalı mıdır veya bunların aksi bir yönde midir? Kalbine danıştığında kalbi ona konuş derse konuşur. Sus derse susar.

Bugün insanlar nefislerini ön plana çıkardıkları için, dillerini kalplerinin önüne çıkardıkları için, hiç tefekkür etmeden, hiç düşünmeden, doğruluğunu yalanlığını, hak veya batıl olduğunu, güzel veya çirkin olduğunu, faydalı veya faydasız olduğunu düşünmeden hemen konuşuvermekte ve dolayısıyla toplumu germekte, toplumu sıkıntıya sokmaktadırlar.

İşte bugün Türkiye’de konuşulanların, yazılan çizilenlerin, televizyon ve radyolarda yapılan programların toplumu germesinin, toplumu sıkıntıya sokmasının, insanlarımız arasında gerginliğe sebep olmasının birinci derecede müsebbibi budur. Yani kalbe danışmadan, tefekkür etmeden, diline her geleni nefsin arzu ettiği şekilde, şeytanın istediği şekilde konuşmaktır.

Hele bunu konuşanlar, hele bunu yazanlar, radyo ve televizyonlarda beyanda bulunanlar belirli bir makam ve mevkii işgal ediyorlarsa onların bu yanlış, yalan konuşmalarının neticesi daha büyük fitnelere, daha büyük kargaşalara sebep olmaktadır.

‘’Küpün içinde ne varsa dışına o sızar derler’’ Diline hâkim olan Müslüman ideal Müslüman‘dır, tıpkı namaz kılan Müslüman‘ın ideal Müslüman olduğu gibi... Müslüman dili ile Müslüman‘dır. Dilinden ve elinden insanların güvende kalamadığı bir Müslüman kendine istediği payeyi biçebilir.

Selam ve dua

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Güvenli Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 05343258300