• BIST 10319.96
  • Altın 2465.437
  • Dolar 32.2606
  • Euro 35.0379
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 8 °C

İslamın mirası ve Müslümanlar

Ali İhsan Ersöz

İSLAMIN MİRASI VE MÜSLÜMANLAR

27–08–2015

Tarih şuuru, geçmişi geleceğe bağlayan bir köprü mesabesindedir. Bu köprüyü kurup koruyamayan milletlerin öbür sahilde gidip nereye aborde olacaklarını kestirmek oldukça zordur.

Peygamber efendimiz s.a.v.ve güzide ashabı bize büyük bir miras bırakıp gittiler. Pers ve Bizansimparatorlarını dize getiren ve dünyaya nam salan İslam imparatorlukları dağıldı. Orta Asya’dan kalkıp Avrupa’nın ortalarına kadar İslam nurunu taşıyan o koca Selçuklu, Osmanlı devirleri kapandı. Onlar kendi üzerlerine düşeni ziyadesiyle yaptılar. O dönemin insanları günahlarıyla sevaplarıyla günlerini tamamladılar.

Şimdi sıra bizde. Artık rüyadan uyanma vaktidir. Artık sadece geçmişin büyük zaferleriyle avunup durmayalım. Sadece onların yaptıklarına öykünüp vakit öldürmeyelim. Kimsenin bizi veya geçmişimizi övmesi için beklemeyelim. 

Zaman bizim zafer yapma zamanımızdır. Onların kendi zamanlarında yaptıkları gibi biz de bu çağın zaferlerine başarılarına imza atalım. Ancak o zaman şanlı geçmişimize, resulümüze layık olabiliriz. Bunu nasıl yapacağız. Sadece bir şey var: çalışmak hem canlarla, başlarla. Gururlu vakarlı fakat çalışkan olmalıyız. İlim bilim için ömür tüketmeliyiz. Çocuklarımızı kuzu gibi yetiştirip, koyun gibi güdülmelerine müsaade etmemeliyiz. Onları geçmişten aldığımız dersle, gelecek hedefleri ile büyütmeli ve bir şuur aşılamalıyız. Halkın yanında olmalı, hakkı tutup kaldırmalıyız. İyiliği emredip kötülükten nehyetmeliyiz.

Kuran ayetlerini ve doğadaki yüce Allah’ın c.c.ayetlerini iyi tetkik etmeli, onu hayatımızın en değerli varlığı yani rehber kitabımız yapmalıyız. Onu anlayarak okumalıyız. Boş avuntularla değil, gerçek olaylar karşısında doğru tavır alabilmeliyiz. Anamız babamız aleyhine de olsa doğru şahitler olmalı, her halükarda doğruyu söylemeli, hainlerle asla beraber olmamalıyız. Emredildiği gibi dosdoğru olmalıyız. 

Bugün kuranı rehber peygamberi önder edemeyen veya keyfiyetine uyup gerçek islamıanlamak ve yaşamaktan uzak, islamı terör örgütü gibi gösteren vahşilerin yaşadıkları ve yaptıkları ümmet açısından sıkıntılı bir sürecin devam ettiğinin göstergesidir. Geleceğimizi doğru İslam anlayışı üzerine bina edemezsek, neslimizi bozmak isteyen, ister Müslüman görünümlü, ister küfür bayrağı ile kandırarak çocuklarımız elimizden uçurup gidecekler.

Şu sözde İslam devleti dedikleri örgütlere bir bakalım,

Taliban

El-kaide

Boko-haram

Daeş(işid)

Eş-şebap v.s v.s.

Bütün bu örgütleri tanımlayan ortak nokta nedir: terör, sivil asker demeden saldırılar, kitlesel ölüm saldırıları, adam kaçırma, kafa kesme, kızları kaçırma, hunharca yapılan tecavüz ve cinayetler...

Bize dayatılan nedir? Yoğun biçimde propaganda edilen şey nedir? güya bunlar islami (!) örgütler ve islam aslında (haşa) terör dini... 

Bizim bu masala inanmamızı bekliyorlar. 
Sivilleri topluca katledenleri, kadınlara tasallut edenleri, barbarca kafa kesenleri, cami bombalayanları Müslüman kabul etmemizi istiyorlar. Asla, İslam dini bu alçakça işleri kabul etmez. Çünkü:

1) İslamda suçların şahsiliği vardır ve suçu olmayan hiç kimsenin canına, malına ve namusuna kast edilemez. 
2) İslam yargılamaksızın genel ideolojik ön yargılarla bir topluluğu suçlu ilan edilmesine rıza göstermez.
3) Kendileri zulme maruz kalsalar dahi, zalime karşı koyma da ancak meşru araçlarla yapılabilir. İntihar saldırıları, sivil insanların bulunduğu mekânların bombalanması İslami değildir.
4) İslam mezhep ve ırk savaşına asla müsamaha göstermez. Savaş, cihad ancak Allah c.c. yolunda yapılır ve bu da her zaman illa askeri anlamda silahlı çatışma demek değildir.
5) İslama göre kendilerine sığınan kimselerin (kim olurlarsa olsunlar) asla canlarına, mallarına ve namuslarına dokunulmaz.

 

O halde tüm bu olanlar nedir? Aslında bunun anlaşılması için son yüzyıllık İslam coğrafyası tarihine bakmak gerekir. Kısaca özetler isek, dünyanın egemen güçleri, aldıkları her türlü tedbirlere rağmen islamın küresel yayılmasını engellemekte başarısız kalmışlardır. Dolayısı ile Mekke gibi çorak bir çöl kentinden dünya hâkimiyetine giden bir hareketin hazmedilememesi söz konusudur. Bununengellenmesi için tarih boyunca binlerce savaş, hile desise yöntemleri, kara propagandaya başvurulmuştur. 

Son dönemde olanlar tarihsel olarak çok şaşırtıcı değildir. O yüzden, İslam düşmanlarının ekmeğine yağ süren bu kuru ve cahil kalabalık sürülerinden uzak kalmak gerekir. Kendilerinicihad yapıyor zanneden bu zevat, kullandıkları yöntemler ve sakat duruşları ile islama hizmet değil, bilakis zarar vermektedirler. Bunlar dünyanın birçok ülkesinden taraftar da bulabilmektedir.

İşte, okumayan, araştırmayan, akıl etmeyen, doğru insanlarla birlikte olamayan, Müslüman neslin karşı karşıya kaldığı bu durum vahimdir.

Biz insanlık âlemi için çıkarılmış en iyi ve hayırlı bir ümmetiz. Biz bu halimizle bile olsa insanlığın ve âlem-i İslam’ın umuduyuz. Şu bir gerçektir ki bizi yıpratmak isteyenler,kaosa ve fitne ateşine sokmaya çalışanlar, insanlığın son gemisini de batırmak istemektedirler. Buna fırsat vermemeliyiz.

Selam ve dua

 

 

 

 

 

 

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Güvenli Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 05343258300