• BIST 9063.53
  • Altın 2324.412
  • Dolar 32.3684
  • Euro 34.9498
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 15 °C

Kızımın günlüğünden Kudüs(el-aksa)

Ali İhsan Ersöz

FABRİKA AYARLARIMIZA DÖNMEK!!

Bir rüya,bir masal, bir hikaye değil benimki, dualarımı yaşamak sadece.. Üç- dört yaşlarındaydım İslam Alemi'ne bombalar yağdığını öğrendiğimde.  Kudüs'te İntifada, Bosna'da soykırım yaşanıyordu, bütün dünya kör ve sağır olmuştu. Annemin bizi namazlarından sonra yanına alıp Filistin'de, Bosna'daki müslüman kardeşlerimize dua edelim dediğini anımsıyorum. Televizyonumuz yoktu o zamanlar hiç görmediğim o toprakları ve kardeşlerimi hayal eder ve onlara dua eder, birgün yanınıza geleceğiz derdim usulca

Kaç yıl geçti bilmiyorum, Ürdün'de bir sevda düştü içimize. Sınırına kadar gelip dönmek olmaz, seni bir gün göreceğim Mescid-i Aksa demek yetmezdi. Ne yapalım nasıl yapalım derken bir sabah Aksa'nın mübarek bahçesinde buluverdik kendimizi. Ancak kolay değildi sevdiğine öyle hemen kavuşmak, sarılıvermek.. Bir cuma günü henüz  kavuşamadan Siyonist işgalciler tarafından sürgün edilivermiştik sevdiğimizin bağrından. Annesinden koparılmış çocuklar gibiydik artık.. Anlamıştım Nebiler Nebisi'nin Mekke'ye son bir defa bakarken: 'Senden çıkarılmasaydım çıkmazdım!'derken neler hissettiğini. Yemin olsun ki; senden çıkarılmasaydım çıkmazdım Ey Aksa, Ey Nebiler, Resullerdiyarı! derken yüreğimin çığlıkları sel olup akıvermişti günlerce.. Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyüktü.. Hele ki Rabbimin: 'Kur'an'ı sana indiren Allah, elbette seni dönülecek yere de gönderecektir.'  tesellisi olmasa nasıl dayanılırdı ki hasrete? İşittik ve itaat ettik, bu ayeti yüreğimize vird edindik döneceğimiz güne kadar. Elimde kalan Aksa'danbir zeytin dalı ve bir kartpostaldı, yüreğimde ise kocaman bir yangın.. 

Bir projeden bahsedildi bir gün, nasıl iştirak etmezdim ki? Her seminere ayrı bir heyecanla katıldım. Dilimde tek bir dua: Nasipli bir kul da ben olayım, hasretimi vuslata çevir Rabbim. Duymadım bazı arkadaşlarımın: 'o kadar kişi içiden sana sıra gelmez' sözlerini. Teslim olunca Rabbime, dua edip ayarlayınca saatini Kudüs'e olmazlar oluverirdi.

Yine bir sabah namazı bir buçuk yıl önce sürgün edildiğimizkapıdan içeri girdim, bu defa gitmemecesine. Yıllarca kaç defadinlemiş kaç kere anlatmıştım miraç hadisesini, ama ilk defa yaşadım. En önde Efendimiz (sav) ardında nebiler  ve biz, saf tuttuk namaz kıldık. Aksa'nın kokusu muydu bu başımı döndüren, yoksa nebilerin mi bilemedim. Zaman mekan mefhumu yok oldu birden.. Sadece secdelerimiz ve biz vardık, iman ve kardeşlik vardı. Üç sabah, üç nurlu gün, üç kutlu mescidin üçüncüsünde, rahmet yağmurlarında ıslanarak, koşarak gittik namazlara, Rabbimizle buluşmaya, yeniden miraç etmeye.  

Ağladım tükeninceye kadar gözyaşlarım  

Namaz kıldım sönünceye dek kandiller 

Usanıncaya kadar rükû ettim 

Muhammed'i sordum sende kaybolan 

Ey Kudüs, ey nebilerin çıktığı şehir 

Ey yer ile gökleri birleştiren şehir 

Ey Kudüs, ey şeriatler feneri 

Ey parmakları yanan güzel çocuk

Hüzün var gözlerinde, ey iffet şehri 

Ey Resulün uğradığı bahçe 

Kaldırımlarında hüzün var 

Minarelerinde hüzün var  

Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırdığı surları, Abdülhamit'in inşa ettirdiği istasyonu, Yafa şehrini ve diğer bütün Osmanlı eserlerini görünce görünce kadim bir dostu görmüş gibi oluyoruz burada, hiç yabancılık çekmiyoruz. Dört yüz yıl yaşadığı topraklara nasıl yabancı olur ki insan. Şehitlerimizin kanlarının kokusu bile gitmemişken bu şehrin sokaklarından. Zeytin Dağı'ndan Aksa'ya bakarken, Rahmet Kapısı'ndan bir fetih ordusunun girişini görüyoruz adeta.  

Zordu, ağırdı işgalcilerin kontrolünden geçip ilk kıblemize, haremimize girmek.  'Değmesin mabedimin göğsüne  namahrem eli!' diyen şair, namahremler mabedimizin göğsünde bir hançerdi şimdilerde. Utandık, ezildik, hüzünlendik. 'Size emanet ettiğim üç mescidden biri bu haldeyken siz neredeydiniz?' diye sorunca Rabbim, Peygamberler ve şehitler; emanete neden sahip çıkmadınız derse ne diyecektik sahi?. Öz yurdumuzda garip, öz vatanımızda parya olmuştuk. Sahip çıkamamıştık Etrafı mübarek kılınan, Hz. Ömer'in, Selahaddin Eyyubi'nin ve Yavuz Sultan Selim'in emanetine. Ya buradaki kardeşlerimize? Konuştuğumuz herkesin evinden bir şehit bir mahkum var. Her şeyden mahrum bırakılarak göçe zorlanan Müslüman kardeşlerimizin ayakta durma mücadelesine şahit oluyoruz. Aklıma kendimce sorun ettiğim, o anda zerre kadar bile değeri olmadığını gördüğüm meseleler geliyor, bir kez daha utanıyorum. 

Filistinli Musa bey'in öncülüğünde kurulan Burc-u Laklakderneğine gidiyoruz. Her yaş grubuna çeşitli hizmetler veren bu derneğin  yapım aşamasında nasıl zulümlerle karşılaştığını anlatıyorlar, defalarca yıkmış işgalciler yaptıkları binaları, ama yine de yılmamışlar. Yıksınlar biz yine yaparız diyorlar!! Ümitliler kardeşliğimizden, onların yanında duracağımızdanatalarımızın mirasına sahip çıkacağımızdan eminler. Biz unutmadık Mavi Marmara'yı diyorlar. Siz de unutmayın bizleri! 

El-Halil şehrine; misafirlerin babası, Allah'ın 'Dostum'hitabına mazhar olan nebisi, İbrahim as.'e misafir olmaya gidiyoruz. Gerçek Filistin'i, insanlığın öldüğü yerlerde hayatta kalma, topraklarını koruma mücadelesi veren kardeşlerimizi, çocukları ve gözlerini görüyoruz, Bakamıyoruz o çocuklarıngözlerine. Yüzümüz yerde ziyaret ediyoruz Halilullah'ı. Başıdik olarak geleceğimiz günler için söz veriyoruz nebinin huzurunda. Ayrılıyoruz el-Halil'den zulme daha fazla dayanamayan gözlerimiz buğulu, sözlerimizse boğazımızda düğümlü.

Yol boyunca utanç duvarına bakıyoruz, keskin bir hat çizmişler güvenlik! gerekçesiyle. Bir şehri değil hayatları da bölmüşler burada. Duvarları yıkacağımız güne kadar sıkıyoruz yumruklarımızı. Tırnaklarmızla kazıyacağız bu coğrafyalardan zulmü ve zalimleri. O güne kadar sabırla yılmadan çalışmamız gerektiğini bir kez daha hatırlıyoruz.

Ve bir kez daha söz veriyoruz Rabbimin, Rasullerin, Nebilerin ve şüheda'nın huzurunda: 'Bu davayı öksüz bırakır, unutursak kalbimiz kurusun.'

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Güvenli Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 05343258300