• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

Bayram ve Müslüman

Ali İhsan Ersöz

BAYRAM VE MÜSLÜMAN

22/09/2015

Bu bayram da, milyonlarca hacının tavaflarda, Arafat ta manevi âlemlere daldığı,lebbeyk sözlerinin yankılandığı, ihramları içinde mahşer testinden geçtiği. Müminlerin saf saf Allah'ın huzuruna durduğu, tekbirlerle, kurbanlarla Allah' a yöneldiği bir günlere giriyoruz. 

Kurban Bayramı, Hz. İbrahim ve İsmâil'dengünümüze kadar, hep bir kahramanlık, bir fedâkarlık, bir hasbîlik ve bir teslimiyet sembolü olagelmiştir. Kurban Bayramı, tıpkı orduların savaşa gidişi gibi gürül gürül tekbirlerle geliyor ve bir velvele oluyor, her yanımızda yankılanıyor. Adeta                                                                                                                                                      Allah, "insana şah damarından yakın olan"dır. Bu yüzdendir ki O, insana, nefsinin neleri hangi gerekçelerle fısıldadığından haberdardır. Bu nedenle kurban, Allah'ın insana yaklaşmasını değil, insanın Allah'a yaklaşmasını ifade eder. 

Şahdamarından uzak olan, Allah'dan haydi haydiuzak olur. "Şahdamarından uzak olmak" demek, kendinden uzak olmak demektir. Kendine yakın olmak ise, "Allah'a yakın olmak" demektir. İnsana şah damardan daha yakın olan, tüm damarların kendisine açıldığı kalptir. Kalp, daha içeride, daha merkezdedir.                                    

Şahdamar, ona açılan "yol"dur. Allah "yolda" değildir, "yolcu" değildir. Merkezdedir; hayatın ve varlığın merkezinde. Yolda olan, yolcu olan insandır. Uzaklaşır ve yaklaşır. Yasa gereği O'ndan gelmiş ve O'na dönecektir.

Kurban kesmek de Allah’ın varlık hiyerarşisine saygı göstermektir. Kurban ibadetimizi yerine getirirken kurban etmiş olduğumuz hayvanın üzerinden sembolik anlamda bu dünyada emanetçisi olduğumuz bütün servetimizi Rabbimiz istediğinde seve sevevereceğimize söz veriyoruz. Bu söz, servetimizi kulluğumuz için kullanacağımızın sözüdür. Rabbimizin koymuş olduğu varlık hiyerarşisine nasıl bakmamız gerektiğini Cüneyd-i Bağdadi çok güzel ifade ediyor; “Fakr, senin hiçbir dünyalığa sahip olmaman değildir. Dünyalara sahip olsan da,  dünyalıkların sana sahip olmamasıdır.”

Dünya çürüyor… Çürüdüğü şuradan belli ki, şu an dünyanın pek çok yerinde savaş, pek çok yerinde terör, pek çok yerinde baskı, zulüm, açlık ve ölüm var… 

Bir taraftan küresel krizler. Ekonomik dalgalanmalar gündemimizi bir hayli meşgul ediyor. Midelerimizi ilgilendiren konuda hemen panikliyoruz. Ve artık gündemimiz bu oluyor. Bunları konuşuyor bunlarla yatıp kalkıyoruz. Hani tevekkelimiz. Hani Allah c.c en güzel vekilimizdi.

Bu halimizle hemen inanç erozyonuna uğruyoruz.

Adeta savruluyoruz veya başkalaşıyoruz.

Ve bu durum bizlerden çok şeyler alıp götürüyor.

Bu acımasız ortamdan, farkında olalım veya olmayalım en çok Müslümanlar yani bizler zarar görüyoruz.

Afrika ülkelerinde açlık, Irak'ta, Filistin'de, Suriyedesavaş,Araplar da şuursuzluk aşısı, Türkiye'ye terör ve kıskaç…

Yıllardır canımız yanıyor!

Yıllardır hiçbir şey yolunda gitmiyor…

Bayramlarımızı hep buruk yüreklerle kutluyoruz.

Ama bayramlarımızı kutlamak için her şeyin düzelmesini bekleyemeyiz…

Beklersek kıyamete kadar bayramsız kalırız!

Çünkü dünya “mutlak adalet”in ve “mutlak saadet”in hâkim olacağı bir yer değil. 

Dünya adaletsizliklerin, haksızlıkların kol gezdiği bir yer. 

Bu aslında “imtihan Sırrı”nın bir parçası. 

Adaletsizliklerin içinde adaleti, haksızlıkların ortasında hakkı, yanlışların arasında doğruyu, yoklukların merkezinde varlığı yaşamaya hakkımız var…

Önemli olan, elimizdeki güzelliği, varlığı, iyiliği güzelliği paylaşmaya çalışmaktır. Bilin ki, ne kadar paylaşırsak o kadar “insan” oluruz.

Bayram paylaşmak için de önemli bir fırsattır.

Bu paylaşımın gereği olarak vakıflarımız derneklerimiz gönüllü kardeşlerimiz yine Müslüman coğrafyalarda mazlum ümmete bizlerin selamını götürmek için yollara çıktılar. Gönüller almaya kalplerimizi yakınlaştırmaya gittiler. İnşaallah bu adımlar gelecekte ümmetin vahdetine vesile olacaktır. 

Müslüman işini Allah c.c. ile gören insandır.

Bizler dine kalp ve kalıbımızla gireriz.

Sekülerleşen, dünyevîleşen günümüz hayatında Allah’ı ve dünya işlerini birbirinden ayırmaya çalışan insanoğlu ne kadar yalnızlaşmakta ve fıtrattan yabancılaşarak uzaklaşmaktadır.Günümüz insanı farkında olmadan nefsin ve dünyanın kölesi durumuna düşmektedir. Dünyanın cazibesi insanoğlunu yeteri kadar cezb ettiği gibi ilave olarak dînî ve ahlâki değerlerden uzaklaşmak da bu süreci hızlandırmaktadır. Dünya hayatının iniş ve çıkışları ve manevî hayatımızı tehlikeye sokan fırtınalar karşısında Allah’a sarılmak O’na güvenmek, yardım, destek ve başarıyı O’ndan beklemek, güçlü bir sarılmadır.                                   

Çünkü tam bir sadakatle bütün mâbûd ve tanrıları temizleyip kalbî bir yönelişle Allah’a yönelmek demektir. Nefsin ve şeytanın kandırmalarına aldırmadan “O bana kâfidir. O ne güzel vekildir” diyebilmektir. Bunu sadece lâfzen değil, gönülden ve özden söyleyebilmektir. 

Hakikatte en büyük bayram, bir insanın hidayeteerdiği gündür. En güzel bayram hediyesi de bir insanın hidayete ermesi ve istikamet üzere olmasıdır. 

Bu hidayet ise ister kâfirin, Müslüman olması isterse Müslüman da ki kâfir sıfatlarının temizlenmesi olsun fark etmez. Yaratılış gayesi Allah’a kulluk olan insanoğlunun bayramları da, kulluk şuurundan hali olamaz, olmamalıdır.

Tüm ümmeti Muhammed’in,polisimizin, askerimizin,şehit ailelerimizin gazilerimizin kurban bayramını tebrik ediyorum.

 

Selam ve dua

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Güvenli Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 05343258300